Bir köy pazarındayım. Pazarcı, henüz dokusunu kaybetmemiş şehre yakın köyün gün görmüş, yerel kıyafetli köylüsü. Tezgahında dururken ona şehirden geldiğimizi, buraları beğendiğimizi ve yan köylerden birine taşındığımızı söylüyorum. Köylü adam “Bulunduğunuz yerin değerli madenleri nelerdir” diye soruyor, Toni adama “Çatal kaşık, altın maltın” diyor. Adam hafifçe gülüyor, bense karnımı tuta tuta, gözlerimden yaşlar gelerek gülüyorum. Çatal kaşık değerli madenmiş. Altın maltın maltına gelecek kadar da değersiz. O kadar katıldım ki gülerken uyanırken aslında gülerken büyük enerji harcadığımı hissettim. Rüyada gülmek zevkli ama yorucu.
Rüyada ağlamak da yorucu. Bütün benliğinle ağlıyorsun. Oysa normal hayatta ağlarken o kadar şiddetli olmuyor. Acaba nasıl görünüyorum, acaba bu açıdan gözlerim Emel Sayın’a benziyor mu filan diye düşünüyorsun, bu tip kaygıların oluyor ve o ağlama ağlamakan biraz çıkarak magazin bir hal alıyor. Aslında öylesi daha iyi. Gerçi benim bazen hiç rol yapmadan, profil vermeden ağlamışlığım vardır, o zamanlar insan vay anasını diyor, ne olacaksa olsun, diyor, topunun diyor, o şekilde diyor. Ama elbette her ağlamada bunu yaparsan afedersiniz anarşist olunabilir. Yani her seferinde içten içten ağlanmaz ki. N’oluyoruz yani çok ağır bir edebiyat oyunu mu yazıyoruz yaşamak yerine.
Velhasıl kelam, rüyalar iyidir. Salt duyguyu yaşarsın. Üçkağıt, çift kağıt hiç biri olmaz. Gerçi ben bir seferinde rüyamda cigaralık içmiştim ve başım dönüyordu fakat uyanınca herhalde dedim, tansiyonum filan düştü. Yani ne saçma di mi, insan rüyasında kafası güzel gezer mi?
Mesela gülerken de rüyada aşırı gülünüyor, o da fazla mesela. Çok katılıyor insanın içi. Evet uyanmak istemiyorsun rüyanda gülerken fakat uyandıktan sonra da bir süre karın kasların devam ediyor gülmeye fakat çok saçma olduğunu fark ediyorsun ayılınca. Sonra hayatta komik buldukların komik gelmemeye başlayabilir. Düşünsenize, çocukken komik bulduklarımıza da büyüdükten sonra hiç gülmüyoruz. Demek ki bu yaşlarda güldüklerimize de yaşlanınca gülmeyeceğiz. Yıllar geçtikçe hayatın kalitesinin artması gerek oysa. Gittikçe azalması kötü. Belki de iyidir, insan hayatı azaldıkça kalmak için bir sebep bulamazsa içi rahat gider.
Bu yüzden uykumuzu iyi alalım.