Tereddütsüz bir saat ruhlarımızı emanet edip geri aldığımızda “nerelere gitti de geldi tadı damağında kaldı” dediğimiz bir program daha. Bu programda nice yeni güzelliklere merhaba dedim. Açtım Nepal ninnisi dinliyorum O güzel ruhlarınıza sağlık. Naçizane istekte bulunabilirsem Azeri türküleri de sırada yerlerini alabilir mi? Ömrünüze bereket…
Dormicum bacım Ne güzel yazmışsın, anlatmışsın, yürekten teşekkür ederiz, ninnileri beğenmene de çok sevindik, ninniler ile ilgili ayrıntılar pek yakında… Sevgiler. Ceren&Barış
Ard arda iki kez dinledim…
Çaldığınız türkülerle bir uzun yol cd si yapıp, uzun yola çıkmayı düşünüyorum…
Bir de aklımda kaldığı kadarı ile bir hikaye anlatayım size…
Mukim Tahir……”kapıyı çalan kimdir , açın bakım gelen kimdir”
mukim tahir maddi durumu iyi olmasına rağmen, düğün mevsiminin başlaması ile köy köy yollara düşen bir halk ozanıdır,köylerde düğünlerde çalar söyler…. uşağı da yanında… evden çıktı mı aylarca köy köy gezer…yine böyle bir durumda eşi hasta olur.. haberi uşağına gelir ama uşak bir türlü ağasına bu durumu söyleyemez… aylardan da kasımdır…köye geri dönme zamanı gelmiştir.. uşakta nihayet söylemiştir, ağasına karısının durumunu
neyse köye döndüklerinde mukim tahir avlunun kapısını çalar..içeride eşi hasta yatağından diğer yardımcılara seslenir. ( mukim tahiri beklemektedir )
– kapıyı çalan kimdir açın bakım gelen kimdir
Mukim Tahir …. bunu duyunca çok utanır ve üzülür..avluda bağlamasını çıkarır ve çalar söyler.. hafifte kasım karı yağmaktadır…
kapuyu çalan kimdir
açın bakım gelen kimdir
yaram derine düştü
gelen belki hekimdir…..
yorum yazamasam bile, her hafta her programınızı üç beş kez dinliyorum
bu hikayeyi de aslında yazacak bir yorum bulamadığım için anlattım…Yorum bulamadım derken, tekrara düşmemek ” şöyle iyisiniz böyle süpersiniz” anlamında…
zaten öylesiniz…yorumda önemli…insan bazen kendine soruyor….sadece duvarlar mı var ???diye…sadece duvarlar yok…buradayız…
Değerli kıymetli Moebius,İlk yorum yazdığınızda biz gerçekten çok şaşırmıştık yazdıklarınıza, şaşırmıştık derken sevinçten,gönlümüz havalanmıştı. O zaman bir cevap yazmıştık size ama sonrasında hislerimizi tam anlatamadığımızı düşündük.Şimdi yine aynı hisleri yaşattınız bize.İyi ki radyo Karavan var.İyi ki size ulaşmamıza , gönül birliği etmemize fırsat tanıdılar. Ne kadar uzaktasınız bilmiyoruz ama bir beyran içmeye Antep’e bekleriz. Kucak dolusu sevgiler, saygılar. Ellerinize sağlık. Ceren& Barış
ismim murat
tahminen sizden yaş olarak büyüğüm….
Ankara’ da yaşıyorum…Eskişehir’liyim
“moebius” gerçek adı jean giraud olan bir çizer….bir usta….nacizane, amatör olarak bende çiziyorum..ama asıl işim başka…bunlarla alakası bile yok..döküm teknik öğretmeniyim…bir dökümhane’ de çalışıyorum…
Beyran hiç içmedim…ama görünümü çok güzel….belki bir gün gelirim…
Yorum yazmasam da bilin ki her programınızı en az iki-üç kez, bazılarını yedi- sekiz dinlemişimdir… (vizonteleyi ondört kez izlemiş biri olarak, söylediğime inanabilirsiniz… az dinlediklerimde de beğenmediğimden değil zaman olmadığından)
Türküler olarak malzemeniz çok bol….umarım çok uzun zaman bu programı yapmaya devam edersiniz…( pazartesi günlerini beklemek için bir sebep var artık )
Bende de size kucak dolusu sevgiler ceren& barış…emeğinize sağlık…
Ne güzeldi, Adana türküsü ve Yılmaz Güney detayı ayrıca hoşuma gitti (bir Adanalı olarak Emeğinize sağlık; her programı merakla dinliyorum, bir oturuşta içer gibi kana kana. Ne olur daha çok anlatın nice 15lere
Tereddütsüz bir saat ruhlarımızı emanet edip geri aldığımızda “nerelere gitti de geldi tadı damağında kaldı” dediğimiz bir program daha. Bu programda nice yeni güzelliklere merhaba dedim. Açtım Nepal ninnisi dinliyorum
O güzel ruhlarınıza sağlık. Naçizane istekte bulunabilirsem Azeri türküleri de sırada yerlerini alabilir mi? Ömrünüze bereket…
Dormicum bacım Ne güzel yazmışsın, anlatmışsın, yürekten teşekkür ederiz, ninnileri beğenmene de çok sevindik, ninniler ile ilgili ayrıntılar pek yakında… Sevgiler. Ceren&Barış
Ard arda iki kez dinledim…
Çaldığınız türkülerle bir uzun yol cd si yapıp, uzun yola çıkmayı düşünüyorum…
Bir de aklımda kaldığı kadarı ile bir hikaye anlatayım size…
Mukim Tahir……”kapıyı çalan kimdir , açın bakım gelen kimdir”
mukim tahir maddi durumu iyi olmasına rağmen, düğün mevsiminin başlaması ile köy köy yollara düşen bir halk ozanıdır,köylerde düğünlerde çalar söyler…. uşağı da yanında… evden çıktı mı aylarca köy köy gezer…yine böyle bir durumda eşi hasta olur.. haberi uşağına gelir ama uşak bir türlü ağasına bu durumu söyleyemez… aylardan da kasımdır…köye geri dönme zamanı gelmiştir.. uşakta nihayet söylemiştir, ağasına karısının durumunu
neyse köye döndüklerinde mukim tahir avlunun kapısını çalar..içeride eşi hasta yatağından diğer yardımcılara seslenir. ( mukim tahiri beklemektedir )
– kapıyı çalan kimdir açın bakım gelen kimdir
Mukim Tahir …. bunu duyunca çok utanır ve üzülür..avluda bağlamasını çıkarır ve çalar söyler.. hafifte kasım karı yağmaktadır…
kapuyu çalan kimdir
açın bakım gelen kimdir
yaram derine düştü
gelen belki hekimdir…..
yorum yazamasam bile, her hafta her programınızı üç beş kez dinliyorum
bu hikayeyi de aslında yazacak bir yorum bulamadığım için anlattım…Yorum bulamadım derken, tekrara düşmemek ” şöyle iyisiniz böyle süpersiniz” anlamında…
zaten öylesiniz…yorumda önemli…insan bazen kendine soruyor….sadece duvarlar mı var ???diye…sadece duvarlar yok…buradayız…
selamlar, emeğinize sağlık….
Değerli kıymetli Moebius,İlk yorum yazdığınızda biz gerçekten çok şaşırmıştık yazdıklarınıza, şaşırmıştık derken sevinçten,gönlümüz havalanmıştı. O zaman bir cevap yazmıştık size ama sonrasında hislerimizi tam anlatamadığımızı düşündük.Şimdi yine aynı hisleri yaşattınız bize.İyi ki radyo Karavan var.İyi ki size ulaşmamıza , gönül birliği etmemize fırsat tanıdılar. Ne kadar uzaktasınız bilmiyoruz ama bir beyran içmeye Antep’e bekleriz. Kucak dolusu sevgiler, saygılar. Ellerinize sağlık. Ceren& Barış
ismim murat
tahminen sizden yaş olarak büyüğüm….
Ankara’ da yaşıyorum…Eskişehir’liyim
“moebius” gerçek adı jean giraud olan bir çizer….bir usta….nacizane, amatör olarak bende çiziyorum..ama asıl işim başka…bunlarla alakası bile yok..döküm teknik öğretmeniyim…bir dökümhane’ de çalışıyorum…
Beyran hiç içmedim…ama görünümü çok güzel….belki bir gün gelirim…
Yorum yazmasam da bilin ki her programınızı en az iki-üç kez, bazılarını yedi- sekiz dinlemişimdir… (vizonteleyi ondört kez izlemiş biri olarak, söylediğime inanabilirsiniz… az dinlediklerimde de beğenmediğimden değil zaman olmadığından)
Türküler olarak malzemeniz çok bol….umarım çok uzun zaman bu programı yapmaya devam edersiniz…( pazartesi günlerini beklemek için bir sebep var artık )
Bende de size kucak dolusu sevgiler ceren& barış…emeğinize sağlık…
Ne güzeldi, Adana türküsü ve Yılmaz Güney detayı ayrıca hoşuma gitti (bir Adanalı olarak
Emeğinize sağlık; her programı merakla dinliyorum, bir oturuşta içer gibi kana kana. Ne olur daha çok anlatın nice 15lere 
Merhaba eda, programı beğenmene çok sevindik, inşallah daha nice 15 lere,güzel yorumunuzla heveslendirdiğiniz için teşekkür ederiz. Ceren&Barış